5 Kasım 2007 Pazartesi

Meramdere'nin Yaylaları

Posted by: Muammer Ulutürk | 24th Dec, 2006

Meramdere’nin Yaylaları

yayla11.jpgyayla21.jpg
Meramdere’nin Yaylaları

Dr. Muammer ULUTÜRK

Ülkemizin pek çok yöresinde halen devam ede gelen ve baharın bitimine yakın günlerde başlayıp güz sonuna doğru sona eren yayla hayatı çoğumuzun malûmudur. Karadeniz’in yeşillikler okyanusu dağları,Toros Dağları’nın çam ormanları hep sözünü ettiğimiz zaman dilimlerinde yayla günlerine sahne olurlar.

Konya’nın Meram’ında da yaylacılık geleneği vardı bir zamanlar. Bu yaylaların çoğu şehre uzaklardan bakan Noras Dağı (Loras da denir) eteklerine kuruluydu. İlçemizin bir mahallesi olan Dere, seksenli yıllara kadar aslına bakılırsa pek çok ilçe nüfusundan daha fazla nüfus barındıran bir belediyelikti. Yaklaşık yirmi iki seneden beridir de Meram İlçemizin bir mahallesi durumunda. Burada yaşayan halkın neredeyse tamamının göç ettiği bir yaylası mutlaka olurdu.

Noras Dağı eteklerindeki yaylacılık geleneği hakkında Konyalıların pek fazla bilgisi olmadığı kanaatindeyim. Şimdilerde değişen hayat şartları ve insanların sosyal hayatlarındaki farklılaşmalar sebebiyle neredeyse yok olma konumuna gelmiş bulunuyor. Bu yazıda belki de ilk defa olarak okuyucular Konya’nın batı ve güneybatısında kurulu bulunan ve neredeyse tamamı Dere halkına ait yaylalar ve özellikleri hakkında bilgi sahibi olacaklar.

Mayıs’ın altısında yani Hıdrellez gününde başlayan yayla günleri, yirmi dokuz Ekim’e kadar devam ederdi. Aşağı yukarı beş ay boyunca her hane halkından özellikle yaşları büyük olanlar günlerini sözünü edeceğimiz yaylalarda geçirirlerdi. Bazı evler yayla göçü sebebiyle tamamen boşalırdı.

Eskiler bugün huzur dolu yıllarını geçirdikleri bu yaylaları derin bir özlem duygusuyla yâd etmeden geçemiyorlar. Elektrik olmadığından idare lambalarıyla, gemici fenerleriyle gecelerini karanlıkta geçiren erkekler, el işlerini bu lambaların ışığında örmeye çalışan hanımlar ve genç kızları vardı bu yayla evlerinin. Doğrusu elektrik denilen şey pek de lazım olmazdı. Yatsı namazı kılındıktan sonra aydınlatma gereçlerini söndüren hane insanları yarınki işlerini zinde halletmek için erkenden uykuya dalarlardı Noras Dağı’nın derin sessizliği içinde. İkâmet ettikleri evler pek basittiler. Sıvasız duvarları, çalılardan örtülmüş damları, uyumaya ve yemek yapmaya yetecek kadar kap-kacağı olan bir, en fazla iki odadan mürekkep yayla evleri olurdu buraların. Bazı yaylalar ilk evvel hangi aile tarafından yerleşim yeri olarak seçilmişse bu ailenin adıyla da bilinirdi.

(Meram Dergisi Mart-Ağustos 2002, 11-12. sayıdaki yazımızdan)

Haritaların Kaynağı:http://www.fallingrain.com/world/TU/0/


1-Dedemdağı
Çevresi ardıç , çam ve meşe ormanlarıyla kaplı yayla bir yamaçta kuruludur. Burası Noras Dağı’na en uzak düşen yayladır. Kızılören Kaya’sına yakındır. Yeterli miktarda su bulunmayan ve yirmi kadar ailenin göçtüğü yaylada vaktiyle binin üzerinde küçükbaş hayvan otlatılmıştır.

2-Evgaret
Dere’ye en uzak yayladır. Dedemdağı Yaylası ile arası yaklaşık 3 kilometredir. Burası ikiye bölünmüş bir yayladır ve su kaynakları bakımından cılızdır. Aşağı Evgaret’te hiç ev yoktur ve burada şimdi yıkılmış çok sayıda ağıl vardır. Yukarı Evgaret Yaylasına ise halen üç aile göçü sürdürmektedir. Geçmişte yirmi kadar aileye ev sahipliği yapmıştır.

3-Göstenlik
Beyşehir yolunun yirminci kilometresinde ve bu yolun beş kilometre kadar içerisinde sol koldadır. Çevresi son yıllarda yapılan ağaçlandırma çalışmaları sayesinde güzel bir orman olma yolundadır. Şimdilerde sadece bir aile geleneği bırakmamış olup baharda göçe devam etmektedir. Aşağı ve Yukarı Göstenlik şeklinde ikiye ayrılmış yaylada yirmi bir aile oturmuştur. Burası su kaynakları bakımından yeterli durumdadır.

gostenlik-yaylasi.png
Göstenlik Yaylası/Harita


4-Uzundere
Göstenlik Yaylasının üst kısmındadır. Eskiden on sekiz ailenin bulunduğu yaylada günümüzde bu sayı beşe inmiştir. Çevresi fundalıklarla kaplı yaylada çok sayıda suyu bol pınar vardır. Burada hayvancılığın yanında sebzecilik de yapılmıştır. Akarsu boylarındaki gür söğüt ağaçlarıyla dikkati çeker.

5-Elmalı
Uzundere’ye paralel yaylanın çevresi ardıç ve meşe ormanlarıyla kaplıdır. Zamanında on ailenin oturduğu yaylada çok sayıda yabani meyve ağacı bulunmaktadır. Nefis su kaynaklarına sahiptir.

6-Beste
Uzundere Yaylası’nın üstünde yer alan yayla arazi yapısı bakımından Elmalı’ya benzer. Burada on beş kadar aile oturmuştur.

7-Yazdağıl (Çaldağı)
Yeni Konya-Antalya yolu üzerindedir. Kurulduğu günden bugüne kadar hiç bozulmamış, nüfusunu ve yapısını kaybetmemiş tek yayladır. Bir köy görünümünde olan yaylada halen yirminin üzerinde aile ikamet etmektedir. Eskilerde kış başında dönülen yayladan geri dönüş sona ermiştir. Meşe ve ardıç ormanlarının güzelleştirdiği yaylada tarım ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Günümüzde üç bin kadar hayvan yetiştirilmektedir. Burada su kaynakları yeterli miktarda olup Bostanpınarı adıyla bilinen bir pınarı vardır. Köy sayılabilecek yaylada günümüzde elektrik yoktur.

8- Anayası Yaylası

Eskilerin tabiriyle ‘‘ ekinli – ocaklı ’’ bir yayladır. Bu tabir bir yaylanın hem köklü olduğunu hem de hayvancılıkla birlikte tarım yapıldığını ifade eder. Vaktiyle yirmi aileye ev sahipliği yapan yaylanın bugün sadece iki müdavim ailesi mevcuttur. Arazisi düz olup buğday, arpa ve nohut ekimi yapılan Anayası’nda su çok azdır ve içme suyu tek bir kuyudan bir at yardımıyla elde edilmektedir.

anayasi-yaylasi.png


9-Eberdes
Anayası Yaylasının alt kısmındadır. Yeni Konya-Antalya yoluna yakındır. Oldukça yeterli ve güzel su kaynakları olan yaylada sebzeciliğin yanı sıra ekin ekilmekte ve hayvancılık yapılmaktadır. Burada on kadar aile yaz – kış ikamet etmektedir.

eberdes-yaylasi.png
Eberdes Yaylası/Harita

10-Esenin Yayla Yeri

Burası Yazdağıl ile birbirine bakar. Karşısında Bulumya tarlaları vardır. Bulumya ile arasını Arkıtçayı ayırır. Vaktiyle on ailenin göçüne sahne olan yaylada şimdi bir aile kalmıştır. Bol ardıçlarla kaplı bir ormanı vardır. Yeterli suyu olmayan yaylanın bir pınarı vardır.

İşte görüldüğü gibi vaktiyle Meram’ın da ülkemizin başka yörelerinde olduğu gibi çok sayıda yaylası vardı. İnsanlar buralarda, hasretle yâd ettikleri bu on dokuz yaylada belki mahrumiyet içinde ama huzur dolu mevsimler geçirdiler.


11-Çatalarmut:
Vaktiyle on beş kadar aileyi barındıran Çatal Armut’ta halen tek bir aile bahar başında göçmeye devam ediyor. Çevresinde orman bulunmayan düzlük ve çıplak bir görünüme sahip yaylada idare edecek kadar su mevcuttur.

catalarmut-yaylasi.png
Çatalarmut Yaylası/Harita

12-Erikli
Fundalık bir arazi yapısı üzerine kurulu bir yayladır. Hayvancılık burada da her yaylada olduğu gibi yaygındır. Bol su kaynaklarına sahip olmasının yanında tam bir ‘‘mantar ocağı’’ olmasıyla dikkati çeker.

erikli-yaylasi.png
Erikli Yaylası/Harita

13-Manastır
Bu yerleşim yeri İdrislerin Yaylası olarak da bilinmektedir. Dere’nin en eski yaylalarından biridir. Suyu bol ve engebeli bir arazi üzerine kurulu yaylada hayvancılık yapılırdı vaktiyle. Rivayete göre burası tarihi özellikleri olan bir yerleşkeydi. Yeraltında hazinelerin bulunduğu konuşulup durmuş yıllar boyu. İsmine bakılırsa böyle bir rivayetin doğru olması ihtimal görünmektedir. Burada da küçükbaş hayvancılık geçim kaynağı olmuştur.

14-Salalı
Rivayete göre tarihin çok eski dönemlerinde burada arıcılık yapılırmış. Zamanı gelince arıcılar ‘‘sal arıyı’’ dedikleri için adı böylece günümüze kadar gelmiş yaylanın. Bozulunca da Salalı olarak kalmış. Beyşehir – Konya karayolunun üzerinde bulunan yayla Altınapa Barajı’nın kıble komşusudur. Barajın oturduğu alanda vaktiyle tarlalar varmış ve burada buğday arpa ekimi yapılır ve pek lezzetli patates yetiştirilirmiş yayla sakinleri tarafından. O zamanlar sadece suyu gönül rahatlığıyla içilen bir dere akarmış barajın içinden. Bu derenin üzerinde de Altınapa diye bilinen bir değirmen varmış.

15-Gökpınar

Noras Dağı’nın bir yamacına kurulu yaylanın güzel pınarları vardır. Bütün yaylaların içinde neredeyse hiç ağaç bulunmayan en çıplak arazi yapısına sahip olanıdır. Birkaç yaşlı söğüt ağacı su boylarında hala güzelliklerini sergileyip durmaktadırlar. Burada 10 kadar aile oturmuştur.

gokpinar-yaylasi.png

Gökpınar Yaylası/Harita

16-Kaysılıdere
Bir vadi boyunca uzanan yaylanın su kaynakları pek çoktur. Meşhur Noras Pınarı veya diğer adıyla Geyikler Pınarı da buradadır. Çevresi dağlık olan ve 20 aileyi barındıran yaylada 1500 kadar koyun ve keçi yetiştirilmiştir.

17-İncesu
Noras dağı eteklerinde kurulu yayla şimdilerde sessiz. Ecellerin yaylası diye bilinen bu yerleşim yeri 15 aileye ev sahipliği yapmış zamanında. İdare edecek kadar suyu olan yaylada otlaklıkların varlığı küçükbaş hayvan sayısını 500’e ulaştırmış.

incesu-yaylasi.png
İncesu Yaylası/Harita

18-Fak Kavağı

Çopurların yaylası adıyla mâruf yaylada vaktiyle 12 kadar aile oturmuş. Sakinleri sayısı çok olmasa da hayvancılık yapıp sebze yetiştiren bu yaylanın çevresinde meşe ormanları mevcuttur.


19.Köseler

Su deresi vadisinin girişinde yer alan küçük barajın üst kısmında bir yamaçta kurulu yaylada yerleşim iki ayrı bölgededir.

I.Aşağı Köseler: Burası Hacı Şükrülerin yaylası adıyla bilinen ve 10 kadar ailenin göç ettiği yayla idi. Şimdilerde bir iki ailenin kaldığı Aşağı Köseler’de küçük baş hayvan yetiştiriciliği yapılırdı. Yaylanın en ilgi çeken özelliği de Gavurpınarı ismini taşıyan suyu bol ve leziz bir su kaynağına ev sahipliği yapmasıydı. Bu pınar hala aynı özelliğini taşımakta olup oyuk içinde kesme taştan kemerli bir yapıya sahiptir. Rivayetlere göre çok eski bilinmeyen bir tarih dönemine aittir.

II.Yukarı Köseler: Şimdi tamamen boşaltılmış olan yaylada da diğerinde olduğu gibi suları güzel pınarlar mevcuttur. Günümüzde Dere’deki evlerde akan musluk suları da buradan gelmektedir.

koseler-yaylasi.png
Köseler Yaylası/Harita

0 comments: