31 Aralık 2022 Cumartesi

Biz unutmadık

0 comments

 


Bir şivlilik yazısı..

Babaannem Konya’da yaşıyor. İstanbul’a hiç benzemiyor Konya. Orada mahalle aralarında oyun oynayamıyorum. Üstelik orada mahalle arkadaşlarım da yok.

- Namaz günü ne demek babaanne diyorum.

- Regaip Kandili bugün, 3 Aylar’ın başlangıcı. Bu güne Konya’da ‘Namaz Günü’ deriz.

- Ne yapacağız bugün?

- Bol bol şeker toplayacaksın, diyor babaannem.

Gözlerim fal taşı gibi açılıyor.

- Neeeee! şeker mi toplayacağız?

- Tabi hem sadece şekerde değil; leblebi, gofret hatta çikolata.

Mutfaktan gelen nefis bir kokuyla hemen fırladım yerimden.

Bir tepsi dolusu kızarmış ekmek var mutfakta.

- Bunlar ne diye sordum babaanneme.

- Bişi diyor babaannem.Komşulara dağıtacağım bunları.

- Aaaa !yufkalarıma ne yaptın dün kıtır kıtırdı. Şimdi yumuşacık olmuş.

- Geceden ıslattım onları , bişileri aralarına sarıcam.

- Bişeylerin tadına bakabilir miyim?

- Bişey değil bişi o bişi.

Kapı çaldı. Hemen koşup açtım. Karşımda bir sürü çocuk ellerinde naylon poşetler bana doğru uzatarak ‘şivli şivli şişirmiş, Ergen kalkan pişirmiş, iki çörek bir börek , bize şivlilik gerek’ diye mani söylüyorlardı. Elinde bir tepsi leblebiyle babaannem geldi kapıya. Çocukların hepsine etrafı renkli şekerlerle kaplanmış birer avuç leblebi verdi.Elime bir poşet tutuşturup mahallenin çocuklarıyla beni de Şivlilik toplamaya gönderdi.

İlk gittiğim evden gofret verdiler, sonra leblebi. Hatta Mütiye teyzeler çikolata bile verdi.

Geç başlamıştım ama herkesten çok toplamıştım.Eve döndüğümde o kadar sevinçliydim ki. Heyecanla babaannemin yanına koştum.

- Babaanne ben bunun yarısını İstanbul’a götürücem. Hatta birazını saklayalım bir dahaki gelişime yerim. Ama kimseye verme. İzbedeki pekmez çömleklerinin arkasına saklayalım tamam mı?

- Tamam tamam oraya koyalım orda kimse görmez…

Babaannemin bana namazlığı öğrettiği kültürel değerleri belki en bol olan Mevlana diyarı Konya… Küslerin barıştığı, çocukların sevindirildiği, konu komşunun birbirini andığı gün …

Şivliliğin unutulmaya yüz tuttuğu şu günlerde, bişi dağıtan komşuları, kağıt fenerleri, bal kabağıyla süslenmiş aydınlatmaları, maniler söyleyerek sokak sokak gezen çocukları özledik.

Şivlilik toplayan minicik eller şeker sevdasıyla öğrenir bu günün güzelliğini. Şimdi sokaktaki çocuklara sorsanız nedir Şivlilik diye cevap verebilirler mi acaba? Yok olmaya yüz tutmuş bu güzel geleneğimizi devam ettirmeye çalışan birkaç mahalleliyi görmek bile huzur veriyor insana. Değişen dünyaya inatla ben buradayım ve hala yaşıyorum der gibi Şivlilik.

Üzücü ki; hatırlayanların Kapıcıya bir kutu gofret-şeker verip “aman bizi sabahın körü uyandırma. Zilimize basıp durmasınlar. Gelen çocuklara sen şunları dağıtıver” diyerek kutlanır olmuş şivlilik.

Şivlilik çocuklara sadece gofret, çikolata vermek değildi. Üstelik kapıcıya bırakmak hiç değildi. Onlara gülen gözlerle kapıyı açmaktı. Kendi elinle leblebileri ve şekerleri poşetlere koymaktı. Kafasını okşamaktı çocukların. Çok fakir olanlara belli etmeden poşetlerine para sıkıştırıvermekti. Şivlilik kaynaşmaktı. Çocuklarımıza birlik ve beraberliği öğretmekti.Hem de böylesi bir dönemde , birbirimize en çok kenetlenmemiz gerektiğinde…

Unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerimizi çocuklarımıza yaşatmak için gelin hep birlikte el ele verelim. Biz Afra olarak şivliliği unutmadık gelin herkese beraber hatırlatalım şırlan yağıyla yapılan bişileri, söylenen manileri,Fener alayında eğlenen mahalle halkını…

Tüm İslam aleminin Regaip kandili mübarek olsun.

 

MİSAFİR KALEM / Şefika ATALAY

AFRA Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü

Yazı Merhaba gazetesinden, görsel netyazı sitesinden alıntıdır.