Çayırbağı suyunun da kentin ihtiyacını karşılayamaz duruma gelmesi üzerine “Su Komisyonu” tarafından Meram Deresi üzerinde bulunan Mukbil suyunun 175 mm çapında pik borularla 1910 yılında isalesine girişilmiş, ancak savaş dolayısıyla 1924 yılında tamamlanabilmiştir. İhale aslında 1913 yılında yapılmış (Babalık gazetesi) ancak savaşlar dolayısıyla yapımı gerçekleşememiştir. Borular Belçika'dan LIEG fabrikalarından getirtilmiştir. 1926 yılında Su komisyonu fesih olunmuş ve bu işler Konya Belediyesi’ne geçmiştir.
İngiliz
Sait Paşa Konya valiliği zamanında zaman zaman bazen Meram’daki
dostlarının konaklarına, bahçelerine misafir olur bazen de Vâdi-i
Meram’da geziler yapardı. 29 Ağustos 1886 günü Mukbil Pınar’ını görmek
üzere atına binip yola çıktı. Yanında Yaver Yüzbaşı İbrahim Ağa ile
maiyetindeki İbrahim olduğu halde önce Meram’a geldiler. Oradan da
vâdiye girip Meram Çayı’nın kenarında bir kavaklıkta oturdular. Biraz
dinlendikten sonra çayın karşı yakasına geçip dik bir yokuşu tırmanarak
Mukbil Pınar’ına vardılar. Paşa bu bilgileri verdikten sonra pınarla
ilgili olarak şu notları düşmüş günlüğüne:
“Bu pınar dağdan büyücek
mağara gibi bir yerden kaynıyor. Suyu gayet berrak, soğuk ve güzeldir.
Bu dere yukarı doğru gittikçe darlaşıp iki tarafı da kayalık olduğundan
pek sarptır. Pınar başında bir saat kadar gezdikten sonra Meram’a
döndüm. Pınar bir saat mesafededir.”
Mukbil Pınarı bazı şairlere de ilham kaynağı olmuştur. Şair Meşamî;
Niçe makbul olmasın bir katra âbın nûşeden
Mürdegâna can verir Mukbil Pınarı Konya’nın der.