14 Şubat 2016 Pazar

Bunları Yazarken Hüzünlendim

0 comments



Meram Çayının gazel suyunu içtim. Son su değirmenlerin öğüttüğü buğdaylardan tandır ekmeği yedim. Uzun soğuk kış gecelerinde neredeyse bütün akrabaları bir araya getiren arabaşı taslarına kaşık salladım. Pişmaniye çeken mahir adamların çevresini kuşatan yârânın sohbetini dinledim. Çetnevirlere gittim. Hocalara perşembelik götürdüm. Çaraşlarda üzüm çiğnedim. Düğünlere çağıran tellal sesleri işittim. Hacı pilavlarına gittim. Güz mevsiminde Hocacihan ve Dutlu bağlarından bozduğumuz üzümleri küfelere doldurdum. Küfeleri taşıyan at arabalarına bindim. Şivlilik topladım. Nalbantları atların ayaklarına çivi çakarken seyrettim. Çerçileri öteberi satarken gördüm. Evlerin tahtaboşları, mabeyn ve hayatlarında çocukluk arkadaşlarımla oyunlar oynadım. Ficce çevirdim sokakta. Eski buğday pazarında un kokan dükkanlarda baba dostlarını ziyaret ettim. Evlerin ambarlarından buğday kokuları çektim burnuma. 
Bütün bunları çocukken yaptım. 
Bunları yazarken hüzünlendim.