Şöyle tarihin içinde genişçe bir gezintiye çıktım ve geçmişten günümüze kısa notlar derledim.
Umarım benim gibi Meram sevdalılarına faydası olur. (Muammer Ulutürk)
-Meram’ın tarihi Konya kent merkeziyle aynı döneme
rastlar. Prehistorik dönemlerden başlayarak Hitit, Frig, Lidya, Pers, Roma,
Bizans, Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı hakimiyeti altında zamanlar yaşar.
-Meram Karahöyük mahallesinde aynı adı taşıyan bir
Asur ticaret kolonisi mevcuttur. Hitit kralı II. Muvattali (M.Ö. 12 yy),
Mısırlılarla sorunlar başgösterince başkent Hattuşa’yı Meram sınırları içinde
olması kuvvetle muhtemel Tarhuntaşşa’ya taşıdı. Bu kralın oğlu olan Kurunta hiyeroglif
yazıtı Hatıp mahallesinde bulunuyor.
-Çatalhöyük gibi çok sayıda höyüğe yakın olması
sebebiyle Meram’ın tarihin en eski yerleşim yerlerinden biri olduğu rahatlıkla
söylenebilir.
- Meram’ın ilk ve en ciddi nüfus artışı Helen ve
roma dönemlerine rastlar.
-Meram en eski tarih yazarlarından İslam alimlerinin
eserlerine kadar kendine yer bulur. Meram’a dair bilgiler Selçuklularla
birlikte yoğunlaşsa da erken İslam dönemlerine ait haberlerin içinde mutlaka
yer alır. Mesela İbn Battuta Meram’ın sayısız nehirleri ve çayları, eşsiz bağ
ve bahçelerinden söz eder. Seyyahlar Konya’ya ne zaman gelseler Meram’a mutlaka
uğrar ve hakkında yazarlar.
-Abbasiler doğrudan Bizans’ı hedef alan yazlık seferler
yaptıkları için Konya civarında da olurlar. Harun Reşid 806 yılında bizzat
komuta ettiği büyük bir orduyla Bizans topraklarına girer, Niğde ve Ereğli ile
birlikte Konya’yı hakimiyeti altına alır.
-Meram’a gelen ilk Müslümanlar Malik b. Abdullah ve
onun komuta ettiği orduyla gelen askerlerler olmalıdır.
-Meram, III. Haçlı seferine katılanlara mecburi
olarak ev sahipliği yapmak zorunda kalır (1189). Friedrich Barbarossa bu
tarihte Konya’ya ulaşır. Haçlılar bu dönemde Meram’ı karargah merkezi yaparlar.
Hatta Meram’da yerini bilmediğimiz surlarla çevrili iki sarayı tahrip ederler. Meram
çarşısı adıyla bilinen daimi bir çarşıdan ihtiyaçlarını karşılarlar. Bugün Meram çarşısının da nerede olduğu belli
değildir.
-Kutalmış oğlu Süleyman Şah’ın Konya’yı fethinden
sonra Meram, sayfiye yeri olarak gelişir.
-Türkiye Selçukluları zamanında Konya başkent olunca
kent merkezi Meram istikametinde gelişir. Cami, türbe, zaviye, medrese türünden
yapıların burada yoğunlaşmış olması bunun delillerindendir.
-Ahmed Eflaki’ye göre Mevleviler şehrin sıkıcı
havasından kurtulmak için Meram’a konaklar yaptırırlar, yazları bağların serin
havasını teneffüs ederler. Mevlana’nın ilk halifesi ve dünürü Selahaddin Zerkub
ve Hüsameddin Çelebi bağları bunlardandır. Hüsameddin Çelebi, Mesnevi’nin büyük
bir kısmını şimdiki Meram ile Vadi-i Meram (Dere) arasında kalan Hümam
bağlarında yazar. Bu bağ muhtemelen Midilli değirmeninin ön kısmında yer alır.
- Cuma namazları o dönemlerde büyük mescitlerde
kılınmakta olduğundan Mevlana’nın Cuma namazlarını kıldığı Meram mescidi
sebebiyle Meram’da sürekli bir yerleşimin varlığından söz edilebilir. Bu mescidin
yeri belli değildir.
-Meram ve çevresinde Mevleviler zamanında Turud,
Dere, Dede, Yaka, Şeyh Vefa, Havzan, Kürden, Selver, Durunday, Hoca Fakih,
Dutlu ve Cemel Ali Dede adını taşıyan bağları mevcuttur. Hali hazırda Meram’da yapılaşmalar
yüzünden bağ bulunmamaktadır.
-Fahreddin Ali, Meram tarihinde servetini Meram için
harcamış önemli bir şahsiyettir. Meram’a
açılan Larende kapısından Havzan’a kadar bu bölgeyi bayındır hale getiren de
odur.
-I. Alaeddin Keykubad zamanında Mukbil ve Beypınarı
menbalarından çıkan sular, Konya dış kalesinin Havzan adlı muhitinden şehir
çeşmelerine taksim edilmiştir. Eflaki, Mukbil’den söz etmiştir. Evliya Çelebi
1648’de Konya’ya gelir. Seyahatnamesinde Konya’ya ağırlık vererek şehirdeki 366
çeşmenin kaynaklarının Meram’dan şehre ulaştığını yazar. Katip Çelebi de benzer
ifadeler kullanır.
-Meram’da Turud semtinin oluşmasını sağlayan,
Mevlana’nın lalası Horasanlı Cemel Ali Dede’dir (v.1274). Dede Bağı ona aitti.
-Tavusbaba zaviyesi 13. Yüzyıl civarında kurulmuş
olup, Meram’da yerleşik hayatın gelişmesine katkıda bulunmuş yapılardan
biridir.
-İbnu’l- Arabi, yakın dostu Mecduddin İshak vefat
edince, vasiyeti üzerine dul kalan eşiyle evlenir. Mecduddin İshak’ın oğlu olan
Sadreddin Konevi o sıralarda 19 yaşlarındadır. İbnu’l-Arabi muhtemelen o
dönemde Konya’ya ve Meram’a gelir.
-Karamanoğulları zamanında Hasbeyoğlu Mehmed Meram’a
çok sayıda eser yaptırır. Değirmen, hamam, cami, darulhuffazdan oluşan Meram
külliyesi budur (yapımı 1421).
-Şemseddin Sami, Kamusu’l-Alam’ında Meram’dan söz
eder.
-Tanpınar, Meram bağlarının tadını alabilmek için
ona yerli hayatın içinden gitmek lazımdır der. Meram bağ evlerini, Meram
yollarında yakılan türküleri anlatır.
-Meram 1922 yılında nahiye olur. İlçe merkezinin
gelişmesinde önemli rol oynar. Ondan önce 1896’da inşa edilen demiryolu istasyonu
ve 1927 yılında hizmete giren Vadi-i Meram hidroelektrik santrali Meram’ı
hareketlendiren iki önemli gelişmedir.
-1987 yılında ilçe yapılan Meram’a bağlı 6 belde ve 22
köy vardır. İlçe merkezi nüfusun önemli kısmını barındırır. 2012 yılı
verilerine göre 31 ilden fazla nüfusa sahip Meram’da 326 bin kişi yaşamaktadır.