5 Kasım 2007 Pazartesi

Arabaşı Çorbası

Arabaşı Çorbası

arabasi_.jpg

Arabaşı keyfi, karsız da güzel (mi)?

Televizyonunun şimdiki gibi milleti esir etmediği, eş dost, akranın bir araya geldiği günlerde arabaşı sıraları pek revaçtaydı Dere’de. Eskisi gibi keyifli olmasa da günümüzde de evlerde arabaşı çorbası geleneği devam ediyor.

Arabaşı çorbasının da kendine göre raconları vardı. Av etinden olması tercih sebebiydi. Sonra hamurunun tutturulması her ananın bacının da harcı değildi. Kar yağacak, uzun süre yerde kalacak ve soğuk hafta sonlarında ahbabın içini ısıtacak ortamlar bulunmalıydı. Öyle de olurdu zahir. Karın düşmesiyle birlikte “sıra” adı verilen hafta sonu oturmalarında bir hafta sonrasını bir başkası alır onun evine gidilirdi. Çorba tasının içine hamur düşürmek veballi işlerdendi. Evde yoksa başka bir komşudan tedarik edilen kocaman tahta sinilerin etrafında dostlar oturur ve aynı tasa kaşık sallanırdı. Arkadaşlarımızla yaptığımız sıralarımızın yegane yemeğiydi arabaşı. Taslar dolar boşalır yahu yeter artık diyen olmazdı. Tasın dibinde kalan çorbayı kaldırıp löpür löpür içmek başka bir eğlence sayılırdı.

Eskiden olduğu gibi şimdilerde ne kar var ne de arabaşı sıraları. Milletin bitmeyen işleri, seyredilmezse olmaz televizyon dizileri, bir sürü bahanesi var.

Arabaşı geleneği binlerce yıldır İç Anadolu’ya özgü. Bazen Konyalılar, Ereğlililer, Yozgatlılar, Karamanlılar bazen de Kayserililer, bu ilginç yemeğin kendilerine has olduğunu iddia ederler. İçine limon ve yoğun şekilde pul biber karıştırılarak sıcak yenen arabaşının kıvamını tutturan kadın, bölgemizde en hamarat ev hanımı olarak görülür. Konya’da avlanan tavşan, keklik ve kaz etinden yapılan arabaşı, son yıllarda avlanmaya getirilen sınırlamalar ve yoğun şehir hayatının av meraklılarının sayısını azaltmasıyla, artık çoğunlukla tavuk ya da hindi etinden yapılıyor.

Bilmeyen pek çoğunun yemeyi başaramadıkları bu orijinal yemeği anlamakta zorlananlar da az değildir. Maliyeti düşük olduğundan bir zamanların yoksul Anadolu’sunun yaratıcılığını temsil eder.

Sanıldığı gibi Arap’larla ilgili bir yemek değildir. Arada bir gelen misafirle yendiğinden, “Ara-Aşı” bileşik kelimesinin zamanla değişmesinden isim aldığı düşünülmektedir.

Şimdi haddimi aşarak bir arabaşı çorbası tarifi vereyim.
Malzemeler:

1 adet tavuk, 1 talı kaşığı kırmızı biber ve domates salçası karışık, 3 tatlı kaşığı un, 1-2 kaşık sıvı yağ, tuz, limon suyu, bolca acı biber

Yapılışı:

Tavuğu temizleyip tütsüledikden sonra yıkayın, sonra düdüklünüze tavuğunuzu koyun ve üzerini geçecek seviyede su ilave edin ve tuzunu koyun. Ben 20-25 dakika normal ateşte pişiriyorum. Ayrı bir tavanın içinde 3 tatlı kaşığı ununuzu kokusu gidene kadar biraz kavurun ve soğuduktan sonra içine tavuk suyundan ilave ederek ayran kıvamında açın. Çorbayı yapacağınız tencerenize yağı ilave edin ve salçayı biraz kavurun bu aşamada bolca acıbiber ilave edin. Sonrasında üzerine 4-5 su bardağı tavuğun suyundan ilave edin. Kaynamaya başlayınca suyla incelttiğiniz ununuzu azar azar çorbanızın içine ilave edin ve 5-10 dakika kaynatın. Bu arada tuzu az ise tuz ilavesi yapın. Ocaktan indireceğinizde içine limon suyu ekleyin.

Not: Tavuğun etlerinden çorbanın içine bolca didikleyerek koyun.

Hamuru için:

1 tepeleme su bardağı un, 5 su bardağı su, tuz

Hamurun Yapılışı:

Öncelikle tencerenize 3 su bardağı suyu ve tuzunu ekleyip kaynamasını bekleyin. Başka bir kapta 2 su bardağı suyu ve unu içinde mikserle iyice çırpın ve kaynayan suyun içine yavaş yavaş bir yandan da karıştırarak dökün. Kaynayınca 15-20 dakika sürekli karıştırarak kaynatın. İşlem bittikten sonra tepsinize dökün ve soğuması için ya buzdolabına yada soğuk havalarda balkonunuza koyabilirsiniz. Benim tepsim yuvarlak fırın tepsisiydi ve de iyi geldi. Servis edeceğinizde hamuru baklava dilimi gibi kesin ve ortadan çorbayı koymak için yer açın. Sıcak çorbayla birlikte servise hazırdır.

Afiyet olsun…

26 Ocak 2006

0 comments: